Heryerde Naziler

20 Nisan 2009 Pazartesi


1933 30 Ocak 1933'de Cumhurbaşkanı Hindenburg, seçimlerden birinci parti çıkan Adolf Hitler'i Şansölye olarak atadı ve Almanya için yepyeni bir dönem başlamış oldu. Hitler'in iç politikası hemen hemen belliydi oysa dış politikada neler yapmak istediği o ana kadar bilinmiyordu. Hitler bu andan itibaren 3 aşamalı planını uygulamaya koymuştur. 1 - Almanya'nın Versay Barış Antlaşması'nın ağır kısıtlamalarından kurtarılması 2 - Almanya dışında yaşayan bütün Almanların Alman sınırları içine alınması yoluyla "bir ulus bir devlet bir führer" (ein Volk,ein Reich,ein Führer) ilkesinin gerçekleştirilmesi 3 - Lebensraum (yaşam alanı) politikasıyla Alman devletinin refah ve mutluluğunun en üst düzeye çıkarılması Hitler dış politikasını bu şekilde belirlerken iç politik hedeflerine ulaşmasını sağlayacak şans adeta ayağına geldi. Reichstag (Reich Meclisi) 27 Şubat 1933 günü akşam saatlerinde kundaklanma sonucunda yanmaya başladı. Nazi propagandası hemen harekete geçti. Olay yerine gelen GESTAPO'nun kurucusu Hermann Goering açıkça komünistleri kundakçılıkla suçladı. Hafif zeka özürlü Hollandalı komünist Marinus Van der Lubbe binadan kaçarken yakalandı ve komünist ajanı/kundakçısı olduğu iddiasıyla suçlandı. Tüm bu olaylar sonucunda polis 4000 şüpheli tutukladı. Bunlar arasında Almanya'nın tanınmış üç komünist lideri de vardı. Marinus Van der Lubbe ise yargılandı ve idam edildi. Fakat Reichstag yangını hiçbir zaman aydınlatılamadı. Marinus Van der Lubbe'nin yangını tek başına mı yoksa bir görev üzerine mi çıkardığı tartışıldığı gibi, yangını Nazilerin çıkardığı yolunda görüşler de vardır. Bu olay üzerine Hitler Hindenburg'u ikna ederek "Halkın ve Reich'ın ihtiyacının giderilmesine ilişkin yasanın" çıkarılmasını sağladı. (24 Mart 1933) Beş kısa maddeden oluşan yasada , Reich hükümeti hertürlü yasayı meclisin onayı olmaksızın yürürlüğe koyabilme yetkisi kazanmıştır. Bu Almanya'nın bir polis devletine dönüşme yolundaki ilk adımıdır. 24 Mart'dan birkaç gün öncesinde ise (20 Mart 1933) Münih yakınlarında "Dachau" toplama kampı açıldı. Naziler komünistleri,işçileri,sendika liderlerini tutuklamaya başladılar. Dachau ise zamanla toplama kampı gardiyanları ve yöneticileri için bir akademiye dönüşecek , bu insanlara esirlere uygulayacakları disiplin ve terör öğretilecekti. Yahudi düşmanlığı ise 1 Nisan 1933'de Nazilerin Yahudi işyerlerine toplu boykot uygulamaları , 7 Nisan'da ise Yahudilerin politikadan ve öğretmenlikten uzaklaştırılmaları ile tırmandı. Naziler bununla da yetinmeyip Yahudiler ve Reich karşıtı yazarlar tarafından yazılan kitapları toplatıp yaktılar. Naziler politik bakımdan kendileriyla aynı görüşte olmayanları cezalandırmak için özel mahkemeler kurdular. Bu mahkemelerin hakimlerine Reich'in çıkarlarını gözeterek karar vermeleri söylenmişti. Artık yargıda Nazilerin elindeydi. 14 Haziran'da ise toplumun çingenelerden, zencilerden ve de engelli kişilerden arındırılmasını sağlayacak kanun çıktı. Bunu 1934 Ekim'inde homoseksüellerin tutuklanmaları izledi. Nazilerin "Aryan" ırkından olmayanlara karşı uyguladığı politika özellikle Yahudilerin Alman toplumundan izolasyonunu sağladı. Baskı öylesine büyüdü ki 1. ve 2. dereceden Yahudi akrabası bulunanlar bile tehdit altına girdi. (Bu arada Yahudilerin Alman topraklarını terketmesine kesinlikle izin verilmiyordu , ülkeden Yahudiler yalnızca kaçak olarak çıkabiliyordu ki yakalanırlarsa cezası ölümdü.) 1934 SS'in üye sayısı 1932'de 30.000 , 1934 ise 100.000 kişiye ulaşmıştı ama gene de Röhm'ün 2.5 milyon üyeli SA'yi karşısında söz söyleyemezdi. Hitler iktidara gelirken SA'den faydalanmıştı ama Alman ordusu SA'in tavırlarından hiç memnun değildi. SA'ler arasında birçok sokak serserisi bulunuyordu ve bunların yaptıkları zulümlere uzun süre göz yumuldu. Partinin gitgide şüpheyle bakılan saygısı , bu nedenle bir soruna dönüştü. Ordunun işe müdahale edip kendisini saf dışı bırakmasından korkan Hitler harekete geçmeye karar verdi. Fakat dediğim gibi SA kesinlikle küçümsenemezdi öyle ki bu birlik, resmi Alman ordusundan bile 10-15 kat güçlüydü. Uzun süredir Ernst Röhm'ün orasını burasını kurcaladığı barut fıçısı sonunda 30-31 Haziran 1934 tarihli kanlı hafta sonunda patladı. (Night of the Long Knives "Uzun Bıçaklar Gecesi" ) Ernst Röhm ve önemli SA liderleri SS tarafından tutuklandılar ve kurşuna dizildiler. Tutuklamalar 2 Temmuz'a kadar sürdü. Almanya genelinde 80-200 arası Reich düşmanı tutuklandı ve kurşuna dizildi. Olaylar sona erdiğinde SS'in ve de Gestapo'nun prestijleri artmıştı. SA ise fiili gücü çok kısıtlı olarak sürünüp durdu ama genel askerlik hizmetinin tekrar geçerli olmasıyla SA Alman ordusunun hizmetine girerek tarihten silindi. 2 Ağustos 1934'de Cumhurbaşkanı Hindenburg'un ölümüyle Adolf Hitler Cumhurbaşkanlığı ve Şansölyelik unvanlarını tek bir isim altında birleştirdi. Artık o Alman Reich'ının Führeri ve de Reich Başkanıydı. 1935 Hitler 1935'de Nuremberg Kanunları'nı yürürlüğe soktu ve Yahudilerin medeni haklarına kısıtlamalar getirildi. Böylece Yahudi toplumu kanuni olarak da Alman toplumundan ayrılmış oldu."Alman Irkının ve Şerefinin Korunması" yasası uyarınca Yahudiler ayrı birer ırk olarak kabul edildiler ve bazı sınırlamalara maruz kaldılar. (Alman vatandaşlarının Yahudilerle cinsel ilişkiye girmelerinin/evlenmelerinin yasaklanması gibi) Hitler Yahudileri açıkça uyararak yasanın Yahudi sorununu çözememesi halinde son çözüm (final solution) için Nazi Partisinin devreye gireceği tehtidini savurdu. Bu arada HitlerJugend'de (Hitler Gençliği) giderek büyüyerek 1935'te tüm genç nüfusun %60'ını bünyesinde barındırır hale gelmişti.

0 yorum: